Skip Navigation | Accessibility

information, advice, guidance and learning materials in community languages

Şizofrenlik nedir?

Şizofrenliğin psikiatrik teşhisi hakkında çok fazla anlaşmazlık vardır. Bu kitapcık, şizofrenliğin teşhisi, nedenleri ve tedavisi hakkındaki faklı teoriler hakkında bilgi verecektir. Aynı zamanda, böyle bir sorunu olan bir kişiye, ailesine ve arkadaşlarına da bir takım tavsiyeler verecektir.

Şizofren terimi akıl ve ruh sağlığı alanında sıkça kullanılan bir terimdir.

Pisikologlar şizofrenliği bir psikoz olarak sınıflandırırlar. Bunun anlamı, psikologlara göre, bir kişinin kendi yoğun düşünce, fikir, tanım ve hayallerini gerçeklerden (toplumdaki, o kültüre ait, gerçek olarak kabul edilmiş, diğer kişilerin paylaştığı tanımlar, fikir kalıpları, ve değer yargıları anlamında) ayıramamasıdır. Başka belirtiler arasında, kişinin sesler duyması, ve hatta başkalarının, onların düşüncelerini okuyup, onları kontrol edebildiğine inanması da gelir.

Birçok psikolog, bu gibi belirtileri bir psikiatrik bozukluk olarak görür. Tedavisi için de, genelde, kuvvetli sakinleştiriciler verirler. Ancak, bu psikolojik vakada herkes, bu görüşü paylaşmaz. Bu konuda farklı bir görüş, bunun, hayatın kötü olaylarına karşı akılcı veya doğal bir tepki, başka bir deyişle, stresin çok aşırı bir şekli olduğudur. Birçok kişi şizofenliğe, ”holistik” açıdan bakmayı tercih eder. Bu kişiler, kişiye ait özel deneyimleri ve bu deneyimlerin kişiler için ne ifade ettiğini anlama üstüne yoğunlaşırlar.

Örneğin; sesler duymak, farklı kültürlerde ve inanışlarda farklı anlamlar taşır.

Psikologlar nasıl teşhis koyar?

Bu tip sorunlar genelde, karışıklık, veya davranışların çok fazla değişmesi ile başlar. Burada, bu tip davranışların başka farklı sebepleri de olabileceğini unutmamak gerekir.

Bu belirtiler, bipolar bozukluklar ve şizoefektif bozukluklar gibi, farklı akıl veya ruh sağlığı bozukluklarının veya daha başka psikolojik sorunların, belirtisi olabilirler.

Psikologlar, şizofreni teşhisi koyarken, birçok, ’olumlu’ ve ’olumsuz’ belirtileri göz önüne alırlar.

’Olumlu’ belirtiler;

  • düşünce bozukluğu
  • konuşmalar ve farklı sesler duyma gibi, halisünasyon
  • hayal görmedir.

’Olumsuz’ belirtiler;

  • ilgisiz veya duygusal açıdan yanıtsız olma
  • konsantre olamama
  • insanlardan kaçma
  • korunma gereksinimi duymaktır.

Düşünce bozukluğu

Bir kişi, eğer, mantıklı bir düşünce dizisini takip edemiyorsa, fikirleri karışık görünüyor ve başkalarına bir anlam ifade etmiyorsa, düşünce bozukluğu olabilir. Bu durum, onlarla konuşmayı zorlaştırıp, bu kişilerin, yalnızlık duygularını ve izole edilmiş oldukları hislerini daha da fazlalaştırabilir.

Halisünasyonlar

Bazı kişiler, çevredeki diğer insanların duymadıkları konuşma sesleri duyarlar. Bu sesler, tanıdık, dostça veya eleştirel olabilir. Bu sesler, duyanın, düşünce ve davranışlarını tartışabilir veya onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyebilirler. Konuşma sesi duymak, kesin şizofreni oldunuz anlamına gelmez..

Araştırmalara göre, nüfusun yüzde dördü konuşma sesleri duyar ve birçoğu için de bu bir sorun teşkil etmez. Ancak, şizofreni tanımı konmuş kişiler genelde, eleştiren, düşmanca sesler duyarlar. Belki de, bu kişiler, bütün hayatları boyunca konuşma sesleri duydular, ancak hayatta geçirdikleri kötü bir tecrübe, bu sesleri daha da arttırmış ve dayanılamaz hale getirmiş olabilir.

Bazan, konuşma sesleri yerine farklı sesler de duyulabilir.

Hayal Görme

Hayal görme başkaları tarafından paylaşılmayan deneyim ve inanışlar olarak tanımlanır. Bazı kişiler, örneğin; gizli ajanların onları takip ettiğine veya dış güçler tarafından kontrol edildiklerine, bazı düşüncelerin onların kafalarına yerleştirildiğine inanabililer.

Olumsuz belirtiler

Toplumdan uzaklaşma, ilgisizlik, ve konsantrasyon bozukluğu gibi başka belirtiler, ’olumludan’ çok ’olumsuz’ olarak tanımlanırlar, çünkü daha az kesinlikle teşhis konabilir. Bu belirtilerle, kişinin, şizofren mi olduğu, yoksa daha başka korkutucu ve stresli durumlara karşı tepki mi gösterdiğini anlamak zordur. Örneğin, nasıl bir tecrübeye maruz kaldıklarına bağlı olarak, kişiler, ya saatlerce çok sessiz olup hareket etmeden durabilir veya durmadan yer değiştirip, sürekli hareket halinde olabilirler.

Bu belirtiler başkalarının onlara davranışlarına tepki olabilir. Çoğunlukla, akıl veya ruh sağlığı yerinde olmayan birisi, başkaları tarafından ilgi görmez ve farklı davranılırlar, bu da onların kendilerini daha yalnız, daha depresyonlu ve daha umutsuz hissetmelerine yol açar.

Bazı kişilerin diğerlerinden daha fazla şizofren olarak teşhis edilme ihtimali var mıdır?

Nerdeyse her yüz kişiden birisi, genellikle de gençlik yıllarında, hayatının bir döneminde şizofren olarak teşhis edilir. Bu sayı genelde her iki cinsiyet için de aynıdır, ancak, erkeklerin teşhis konduğunda genelde daha genç olma eğilimleri vardır. Eğer, ailenizden birisi daha önce şizofren olarak tanımlandıysa, sizin de tanımlanmanız diğer insanlara göre daha fazla olasıdır.

Tahminlere göre, şizofren olarak tanımlanan kişilerin üçte biri, hayatlarında sadece bir kere şizofreni tecrübesi yaşarlar. Diğer üçte biri, arada sırada şizofreni tecrübesi atlatırlar, son üçte birinin de, şizofrenlik hayatlarında süerkli bir sorun teşkil eder.

Bir psikololog, hastalarına göre çok farklı bir kültür, din ve toplumdan geldiği zaman, yanlış teşhis riski vardır. Örneğin, Britanya’da yaşayan birçok genç Afrika-Karayibli erkeğe bu teşhisin konması, birçok uzmanın, şizofrenlikle ilgili tüm teorilerin ırkçılığa dayanıp dayanmadığı konusunda şüphelenmesine yol açmıştır. Bazı kişiler, psikiatrik uzmanların, şizofrenliğin tanımı, nedenleri, ve uygun tedavileri konusundaki anlaşmazlıklarının, bu konuda bir teşhis kategorisi olarak kullanılmaması gerektiğini savunurlar,

Şizofreni teşhisi konmuş kişiler tehlikeli midir?

Şizofrenlik basında en çok yanlış tanımlanmış psikiatrik teşhislerden biridir. En popüler inanışlardan birisi şizofrenliğin ’birden fazla kişilik’ taşıdığıdır, ve şizofren birinin çok sakin olamaktan kontrol edilemez bir kişiliğe dönüşebileceğidir.

Genelde basında, sakinleştirici altında veya kapalı enstitülerde tutulmadığı sürece çok tehlikeli olacak ’şizofrenler’ hakkında haberler vardır. Aslında, akıl hastalarının Britanya’da işlediği cinayetler son on yılda aynı kalırken, işlenen tüm cinayet sayısında bir artış olmuştur.

Şizofren olarak teşhis edilmiş kişiler vahşi suçlar işlemediği gibi, vahşi suçlar da şizofrenler tarafından işlenmemektedir. Araştırmalra göre, uyuşturucu ve içki kullananlar, şizofren olan birisinin iki katı kadar, daha fazla vahşi suç işlemeye meyillidirler.

Şizofrenlik ve önemli suçlar arasındaki ilişkiyi kanıtlayan kanıtlar o kadar azdır ki, şizofreniler ve şiddet hakkında tahminlerde bulunmak nerdeyse imkansızdır. İnsanlar genelde konuşma sesi duyanlardan korkarlar. Sesler duyan kişilerin, bu seslerin söylediğini yapıp yapmamakta, diğer insanların kendilerine birşey söylendiğinde yapıp yapmamak gibi, bir seçim yapma hakları olduğunu hatırlamak önemlidir. Bu konuşma seslerinin başkalarına zarar vermekten çok, kişilere, kendilerini öldürmelerini söyledikleri daha yaygındır.

Birçok kişi, bu seslere rağmen hergün hayatta kalma kararı verirler.

Şizofrenliğin sebepleri nelerdir?

Şizofrenliğe sebep olan noktalar konusunda çok farklı fikirler olduğu için, şizofrenliğe neyin sebep oldğunu tanımlamak çok zordur, ancak, bu konuda farklı birtakım fikirler vardır.

Kalıtım

Belli bir ’şizofren geni’ araştıranlar, böyle bir gen bulamamışlardır. Ancak, bazı genlerin, bazı kişileri, (bu bu kişiler şizofren olacak demek değildir) daha savunmasız bıraktığı düşünülmektedir.

Kişilerin, büyüdükleri çevre, fiziksel gelişmeleri ve nasıl yetiştirildiklerinin bu konuda, psikolojik faktörler kadar etkisi vardır.

Vücut kimyası

Biyokimyasal araştırmalar, beyinde mesaj taşıyan kimyasallardan biri olan, nörotaşıyıcı, dopamin üstünde yoğunlaşmıştır. Teoriye göre, bu duruma sebep, biraz daha fazla dopamin salgılanması olabilir, ancak, bunun şizofren olmada bir rolü olup olmadığı henüz açık değildir.

Bununla beraber, kuvvetli sakinleştiriciler dopamin sistemi üzerinde etki göstermektedir.

Ailedeki deneyimler

Belli aile tiplerinin, şizofrenliğe sebep olup olmadığı hakkında bazı teoriler ortaya atılmış, ancak bu kanıtlanamamıştır. Bu teoriler de, aile hayatının ilk dönemlerinin kişilik gelişmesinde önemli rol oynamasından kaynaklanmıştır.

Stersli hayat şartları ve olayları

Araştırmalar ve kişisel deneyimler, stresli olayların şizofrenliğe sebep olabileceğini göstermiştir. Bu olaylara, çok yakın birisini kaybetmek veya iş değiştirmek zorunda kalmanın sıkıntısı gibi, hayatı değiştiren olaylar dahil olabilir. Evsizlik, fakirlik, cinsel veya ırksal taciz gibi, sürekli baskılar da, buna katkıda bulunabilir.

Bir araştırmaya göre, konuşma sesi duyanların yarısı, sorunlarını cinsel veya fiziksel tacize bağlamıştır. Araştırmadakilerin, nerdeyse çeyreği, ise, suçluluk duygusunun bu olumsuz sesleri duymalarında etken olduğunu söylemiştir.

Uyuşturucu bağımlılığı

Hiçkimse uyuşturucu bağımlılığının şizofrenliğe sebep olduğunu kanıtlayamamıştır. Birçok araştırmacı böyle bir bağ olduğuna inanmaz, ama, söylentiye göre böyle bir bağ vardır. Şizofren olarak tanımlanmış kişilerin, bazı uyuşturucu maddelere kötü reaksyon göstermesi mümkündür.

Genelde, birçok uzman, şizofrenliğin, birçok faktörün biraraya gelmesiyle oluştuğunu düşünmektedirler; kişinin genetik yapısı kişiyi şizofrenliğe daha hassas yapabilir, ancak, stresli durumlar veya belli bazı aile veya hayat tecrübeleri, belirtilerde tetiği çeken etken olabilir.

Ne gibi yardımlar mevcuttur?

Dokrorunuza giderseniz, doktorunuz size, bazı ilaçlar yazabilir ve size konuşma terapisi tavsiye edebilir. Gereksinim duyarsanız, daha fazla değerlendirme, tedavi ve bakım için sizi, bir psikiatriste ve toplum sağlık görevlisine, gönderebilir.

Şizofren kişilerin çoğu, toplum içinde yaşar, ancak, belirtileriniz, çok aniden ortaya çıkabilirse ve çok ağırsa, hastaneye gitmeniz gerekebilir.

İlaçlar

Aynı zamanda uyuşturucu ve nöroleptik olarak da bilinen, antifizyotikler, genelde olumlu belirtileri kontrol altında tutmak için yazılırlar. Bunların, özellikle de yüksek dozda alındıklarında hoş olmayan yan etkileri olabilir. Bu ilaçların yan etkileriyle baş etmeyi ve konuşma tedavilerini zorlaştıran, uyuşturucu etkileri de vardır. Başka şeylerin yanısıra, bu yan etkilerin arasında, nürokassal etkiler (titreyen eller, kasların tutulması) ve antimuskarinik etkiler (görüşün bulanması, kalp çarpıntısı, kabızlık ve baş dönmesi) vardır.

Eski antifizyotikler, klorplamazin (piyasa adı Largactil) ve haloperidol (Serenace ve Haldol) gibi ilaçlar, ağır ve uzun süreli yan etkiler çağırıştırırlar, buna, tardive dyskinesia olarak bilinen, ana sinir merkezine kalıcı zarar da, dahildir. Şimdiki tavsiyeler, antifizyotiklerin, sadece mümkün en düşük dozda alınması gerektiği yolundadır. Mümkün olduğu sürece, risperidon, olanzapin, ketiapin, amisulpirit ve zotepin gibi, daha yeni tipik olmayan antifizyotiklerle başlamalıdırlar. Bunlar, nürokassal yan etkileri azaltmak amacıyla geliştirilmişlerdir. Bunlar sadece daha güvenli değil, aynı zamanda olumsuz belirtileri de geliştiricidirler. Antifizyotikler, hap, şurup veya şırınga edilebilir şekilde gelirler ve her gün, haftada veya iki haftada bir veya ayda bir alınabilirler.

İlaçlar şizofreninin yeniden nüksetmesini önleyemezler, ama sıklıklarını ve ağırlıklarını azalttıkları yolunda kanıtlar vardır. Belirtilerle başa çıkmanın ve yan etkileri azaltmanın en iyi yolu, ilaçları düşük dozda almaktır. Eğer, bu ilaçları alıyorsanız, dozajı en düşük ayarda tutmak amacıyla, sürekli aldığınız miktarı gözden geçirtmelisiniz.

Herkes ilaçlara farklı tepki gösterdiği için, en iyi gelecek ilacı bulmak deneme yanılma yoluyla olacaktır. Bazı kişiler, bir ilacın belirtilerine çok iyi geldiğini düşünürler, bazıları ise hiç faydalı bulmayabilirler, başkaları ise, yan etkilerinden dolayı almaktan vazgeçerler, kimileri ise hiç gereksinim duymazlar.

Toplum bakımı

İngiltere’de psikiatrik servise sevk edilen herkesin gereksinimleri değerlendirilmeli ve Bakım Programı Yaklaşımı (BPY) (Care Programme Approach (CPA)) dahilinde, bakımları planlanmalıdır, Bu, sizin toplumsal ve sağlık gereksinimlerinizin detaylı bir şekilde değerlendirilmesini, bir bakım planı ve durumunuzun sürekli yeniden gözden geçirilmesini sağlar. Sizin dosyanıza bir bakım koordinatörü bakmalıdır. Gereksinimlerinizin ne olduğunu söylemeye ve bir temsilci bulundurmaya hakkınız vardır. Bu değerlendirme aynı zamanda, akraba ve bakıcıları da kapsar. (Aynı sistem Galler’de de geçerlidir.)

Bakım değerlendirmesini, genelde, Toplum Akıl ve Ruh Sağlığı Ekibi yapar. Onların amacı, sizin bağımsız bir şekilde hayatınızı sürdürmenizdir. Ev ve devlet yardımları, veya başka servisler gibi pratik konularda yardımcı olabilirler. Aynı zamanda bir toplum psikiatri hemşiresinin (CPN) sizi evinizde ziyaret etmesini temin edebilirler. CPN iler, size iğne yapabilir veya daha başka pratik konularda yardımcı olabilirler. Size yapmak istediğiniz aktiviteleri yapmanız için gerekli olan yetenekleri kazandırabilecek, bir meslek terapistleri gibi, ulaşabileceğiniz daha farklı kaynaklar da vardır.

BPY’nin bir uzantısı veya ayrı olarak, sosyal servislerin, sizin, toplum bakım servisleriniz konusunda bir değerlendirme yapmasını isteyebilirsiniz. Bu günlük bakım servislerinden, ev sorununuza kadar, kendi evinizde bir servise ulaşmak veya evlerde destek sağlama amacı taşıyan herşeyi kapsar.

Bir bakıcıya gereksinim duyabilirsiniz, bu günlerde birçok kuruluş bu servis için ücret talep ettiğinden, bu masraflar da değerlendirmenize dahil edilmelidir. Bakım gereksiniminiz tesbit edildikten sonra, kendi bakıcınızı işe alabilmek için, Direk Ödeme talebinde bulunabilir veya sosyal servislerin sağladığı bakımdan faydalanmak yerine, birgünlük bakım servisini seçebilirsiniz.

Aile doktorunuzdan, sosyal servislerden, yerel Akıl Birliğinden (Mind Association), toplum akıl ve ruh sağlığı ekibinden, toplum sağlık kurumundan veya gönüllü servislerle çalışan kurumlardan, yakınınızdaki akıl ve ruh sağlığı ile ilgilenen merkezler hakkında bilgi alabilirsiniz. Bu konuda ayrıntılar, telefon rehberinde bulunmalıdır.

Hastaneye Kabul

Eğer, özellikle çok stresliyseniz, güvenli ve sizden bişeyler beklenmeyen bir yere gitmek isteyebilirsiniz. Bu zamanlarda, bu genelde hastane anlamına gelir. Hastanede, diğer stresli kişilerle beraber olmak, tek başına kalamamak ve destek azlığı gibi şeyler de size sıkıntı verebilir. Ancak, servisi kullananlar veya hastanedeki hastalar, çok yardımcı ve destekleyici olabilirler. Hastaneden ayrılmadan önce, sizin bağımsız yaşamanızı sağlayacak gereksinmelerinizin değerlendirilmesi gerekir.

Eğer hastaneye gitmeye gönüllü değilseniz, 1983 Akıl ve Ruh Sağlığı kanunu altında, zorla hataneye yatırılabilirisniz. Bu konuda bilgi için Mind’ın yasal bölümüne danışın.

Acil Servisler

Bazı alanlarda, hastanelere alternatif olarak, acil servisler geliştirilmiştir. Bunlardan bazıları, acil durumlarda ev sağlar, bazıları ise kişileri kendi evlerinde destekler. Birçoğu, hastaneye yatma gereksinimini azaltmayı amaçlar. Bu servisler daha az ilaç kullanımına dayanırlar ve daha çok resmi olmayan bir şekilde konuşma yoluyla destek sağlamaya çalışırllar.

Temsilcilik

Temsilciler, görevleri, kişilere, istek ve gereksinimlerini anlatmada yardımcı olmak, tarafsız bilgilere ulaşmalarını sağlamak ve fikirlerini diğer insanlara anlatmak için uğraşan, eğitimli ve deneyimli kimselerdir.

Hastanenizde, yerel akıl ve ruh sağlığı guruplarında, buna Mind da dahildir, bulunan, temsilciler, size, ilaç ve tedavilerle başa çıkmak, bunlara alternatif tedavilere ulaşmak, konularında destek ve danışmanlık sağlayabilirler. Aynı zamanda toplum bakım servislerine de ulaşmanızı sağlayabilirler.

Destekli ev

Destekli ev, gereksinim duyulduğunda, hem diğer kiracılardan, hem de görevlilerden yardım almak üzere düzenlenmiş ev anlamındadır. Bu desteğin seviyeleri, evden eve değişebilir, ancak, bütün destekli ev görevlilerinin görevi, sizin mümkün olduğunca bağımsız bir hayat sağlamanızı temin etmektir. Destekli evler, sosyal servisler ve bazı yerel Mind birlikleri de, dahil olmak üzere, akıl ve ruh sağlığı projeleri, tarafından yerel olarak sunulur.

Sosyal ve mesleki eğitim

Eğitim kişilerin, iş bulmasına, parayı idare edebilmelerine, toplu ulaşım araçlarını kullanmalarına, problem çözmelerine ve toplumsal olaylarla başa çıkmalarında yardımcı olabilir. Bu konuda bilgi almak için bakım koordinatörünüze danışın.

Hayatımı geliştirmek için başka neler yapabilirim?

Konuşma terapileri

Psikoterapi, psikolojik danışmanlık ve konitiv davranış terapisi (CBT) gibi, konuşma terapileri de, şizofren kişilere, kendi sorunlarını tanımada yardımcı olmak, sonuçlarla başa çıkmak, başa çıkma stratejileri geliştirmek ve kriz durumlarını engellemeyi öğrenmek gibi konularda, şizofren olarak hayatı kolaylaştımada yardımcı olur. Onlara belirtilerin önemlerini anlamada ve onları yenmelerinde yardımcı olur.

Tek olarak veya ailece terapiye gitmek için, doktorunuza danışın. Eğer, ücretini ödeyemezseniz konuşma terapilerine katılmak zor olabilir. Yerel Mind birliği de dahil, bazı yerel gönüllü kuruluşlar ücretsiz servis imkanı sağlarlar.

Kendi-kendine yardım

Kendi-kendine yardım gurupları, bireyler ve aileler için, hayatla başa çıkmadaki deneyimlerini paylaşmada, daha iyi servis imkanları için propogandada, veya sadece birbirlerini desteklemede önemli imkanlar sağlarlar.

İş

Özellikle gergin bulduğunuz durumlardan uzak durmaya gayret gösterebilirsiniz. Eğer, bir işiniz varsa, daha az saat çalışabilir veya gerginliği azaltacak şekilde size daha uygun saatlerde çalışabilirsiniz. 1995 Özürlüler ve Ayrımcılık Kanunları altında, 20’den fazla çalışanı olan işverenler, özürlü kişilerin, akıl ve ruh sağlığı da dahil olmak üzere, durumlarını kolaylaştıracakk önlemler almak zorundadır.

Alternatif terapiler

Şizofren olarak teşhis edilmiş bazı kişilerde, tamamlayıcı terapiler, onların sorunlarla başa çıkmasında faydalı olur. Bunlara homopati ve şiir ve güzel sanatlara dayalı, yaratıcı terapiler girer.

T’ai chi, yoga ve gevşeme teknikleride, yararlı olabilir, ancak daha önceden bunları eğitimli bir öğretmenle tartışmak faydalı olur.

Diyet

Son zamanlarda yapılan araştırmalar, şizofren olanların, beslenmelerindeki olası yararları üstünde durmuştur. Bazı çalışmalar, sardalyada, ateş balığı ve takviyeleri gibi, balık yağlarının faydaları olduğunu savunmuştur.

Eşler, arkadaşlar ve aileler yardım etmek için ne yapabilirler?

Size yakın olan birisinin şizofren belirtileri göstermesi, sizde şok etkisi yapabilir. Ne yapmanız gerektiği konusunda tereddüte düşebilirsiniz. Şizofrenlik hakkındaki gerçekleri öğrenmek size yardımcı olabilir.

Bu gerçeklere, eş, arkadaş veya akrabanızı da denemesi için ikna etmeniz gereken, farklı başa çıkma yolları öğrenmek, dahildir. Belirtileri gösteren kişi için, kendini ne zaman iyi hissettiğini, sizden ne beklediğini, ve krizde olup olmadığını , sizinle tartışmak faydalı olabilir. Aynı zamanda neyle başa çıkıp, neyle başa çıkamayacağınızı açıkça belirlemek de faydalı olabilir. Şizofren belirtileri gösteren birisi de, sizin istediğiniz şeyleri ister; birisinin onu düşündüğünü hissetmek, yalnız olmamak ve duygularını ve imkanlarını konuşabilecekleri birisini. Belirtileri gösteren kişiyi suçlamamak ve ona kendini toparlamasını söylememek çok önemlidir.

Bakımla başa çıkmak

Sizin kendi duygularınızı, ki buna, kızgınlık, suçluluk, korku ve hüsran da dahil olabilir, anlamada da, destek görmek çok önemlidir. Bakıcılar için destek sağlayan bir dizi gönüllü kuruluş vardır, Aynı zamanda, sosyal servisler de, eğer bakmakta olduğunuz kişi, toplum bakım değerlendirmesine maruzsa, duygusal ve günlük hayattaki gereksinimlerinizi değerlendirmeye zorunludur (aşağıdaki yararlı kuruluşlar listesine bakınız).

Hayal görme konusuna nasıl yanıt verilir

Arkadaşınız veya akrabanız sizin görmediğiniz veya inanmadığınız birşey gördüğünde nasıl davranacağınızı ayarlamak zor olabilir. Onların bu deneyimlerini onaylamak veya yalanlamak yerine, ”Böyle sesler duymanı veya hayal görmeni kabul ediyorum ama ben bunları göremiyorum veya duyamıyorum” gibi bir yanıt vermek faydalı olabilir. Genelde, kişinin nasıl hissettiği üstünde yoğunlaşmak daha yapıcıdır ve bu sizin iletişiminize de yapıcı bir şekilde katkıda bulunacaktır.

Bağımsız temsilcilik

Burada, günlük hayat hakkında kanıtlar sunmanız gerekebilir. Eğer, birisi adına konuşuyorsanız, olayı üstlenmek yerine, kişiye danışmak önemlidir. Aynı zamanda, onların adına konuşacak olan bağımsız bir temsilci bulmak da mümkün olabilir. Yerel Mind birliği de dahil, bazı yerel akıl ve ruh sağlığı ile uğraşan kuruluşlar bu konuda yardımcı olabilirler.

Zorunlu olarak hastaneye kabul edilmek

Eğer, kişiye ciddi bir şekilde zarar gelebileceğini veya onun başkalarına zarar verebileceğini düşünüyorsanız, son çare olarak, zorunlu olarak hastaneye yatırılması gerekli olabilir. 1983 Akıl ve Ruh Sağlığı Kanununda belirtildiği üzere en yakın akraba, tedavi fırsatlarını anlamak ve kişinin hastaneye kapatılıp kapatılmaması gerektiğine karar vermek için, onaylanmış bir sosyal görevliden bir değerlendirme talep edebilir.

Mind 219830 numarayla kayıtlı bir hayır kurumudur.

Faydalı kuruluşlar

Arbours Association

6 Church Lane, London N8 7BU

tel. 020 8340 7646, faks, 020 8342 5822

kriz merkezi: 020 8340 8125

email:coordinator arboursassociation.org

web: www.arboursassociation.org

Akıl ve ruh sağlığı hastanelerinin geleneksel tedavi yöntemlerine, yoğun psikoterapi ve evlere servisler şeklinde alternatif sunar.

CareersUK

20-25 Glasshouse Yard, London EC1A 4JT

tel. 020 7490 8818, bakıcılar hattı: 0808 808 7777

faks, 020 7490 8824, minikom. 020 7251 8969

email;ınfo ukcareers.org

web; www.careersonline.uk

Bakımla ilgili bütün konularda bilgi ve danışmanlık

Hearing Voices Network

91 Oldham Street. Manchester M4 1LM

tel/faks; 0161 834 5768, yardım hattı; 0161 834 3033

email: hearingvoices care4free.net

web: www.hearing-voices.org

Kullanılan webağı. Starteji vedestek grupları hakkında bilgiler.

Rethink Severe Mental Ilness

(daha önceki adı Ulusal Şizofreni Dostlukları)

28 Castle street, kıngston-upon-Thames, Surrey KT1 1SS

tel: 0845 456 0455, danışma hattı: 020 8974 6814

email: advice rethink.org

web: www.rethink.org

Bütün akıl ve ruh sağlığı bozukluklarından etkilenenlere, daha iyi hayat koşulları sağlamak için çalışmalar.

United Kingdom Council for Psychotherapy

167-169 Great Portland Stree, London W1W 5PF

tel: 020 7436 3002, faks: 020 7436 3013

email: ukcp psychotherapy.org.uk

web: www.psychoterapy.org.uk

New Mind Logo 3